TYT Türkçe Deneme Sınavı 10

TYT Türkçe Deneme Sınavı 10 başlıklı testimiz MEB kazanımlarına ve müfredatına uygun olarak hazırlanmıştır.

Tebrikler - TYT Türkçe Deneme Sınavı 10 adlı testimizi başarıyla tamamladınız.

Sınavda size  %%TIME_ALLOWED%% saniye verildi %%TIME_USED%% saniyede sınavı tamamladınız.

Bu sınavda soruların %%TOTAL%% soruya karşılık, %%SCORE%% doğru %%WRONG_ANSWERS%% yanlış cevap verdiniz.

Sınavdan aldığınız puan: %%PERCENTAGE%%

Sınav sonucunuz hakkındaki değerlendirmemiz: %%RATING%%


Yanıtlarınız aşağıdaki gibidir.
Soru 1

Yazar, bir bilim insanı olarak gerçekleri anlatma misyonunu (I) (görevini) yerine getirip bilimsel verileri, kuramları, test ve analizleri kâğıda aktarırken mümkün olduğunca (II) (olabildiğince) akademik dilden uzaklaşmış (III) (kaçınmış). Popüler bilim kategorisinde sayılabilecek kitabın dili, benzerlerinden, hareketli ve dinamik olması ile ayrılıyor (IV) (farklılaşıyor). Yazar; okuru, bilimin soğuk ve beyaz koridorlarında yalnız bırakmıyor, hikâyeleştirmeden yararlanarak okurun bilimsel kitaplarla olan mesafesini (V) (ilgisizliğini) ortadan kaldırıyor. Kurgu yazarı olmasının avantajı ve mizahi üslubu sayesinde rahat okunan bir metin çıkarıyor karşımıza.

Bu parçada numaralanmış sözlerden hangisi ayraç içinde verilen açıklamasıyla uyuşmamaktadır?

A
I
B
II
C
III
D
IV
E
V
Soru 2

Bu atölye çalışmasında çocuklar, sanatçıların çalışmalarına ----, onların düşünme ve üretme biçimlerini ---- şansı buluyorlar.

Bu cümlede boş bırakılan yerlere düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi sırasıyla getirilmelidir?

A
katkıda bulunma - tanıtma
B
hayran olma - öğrenme
C
tanık olma - deneyimleme
D
önem verme - fark etme
E
doğrudan katılma - farklılaştırma
Soru 3

I. Kromozomların kalıtımdaki rolünü, sineklerin kırmızı renkte olan gözlerini etkileyerek onları beyaz renge çeviren “white” adlı gendeki bir mutasyon sayesinde öğrendik.

II. Amerikalı ünlü biyolog Thomas Hunt Morgan, 1925 yılında sineklerin göz renklerinin nesilden nesile geçişini izleyerek kromozomların nasıl işlediğini ve soya çekimdeki rolünü keşfetmiştir.

Yukarıda verilen II numaralı cümleyle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?

A
I. cümlede verilen özelliğin diğer canlılarda da var olduğundan söz edilmektedir.
B
I. cümledeki olgunun ortaya çıkışıyla ilgili kişi ve zaman belirtilerek bilgi verilmektedir.
C
I. cümlede belirtilen verilere ait yeni gelişmelere yer verilmektedir.
D
I. cümledeki saptamanın ilk zamanlar farklı algılandığından söz edilmektedir.
E
I. cümlede ifade edilen bilgiyle çelişen bir durumdan söz edilmektedir.
Soru 4

Ben, dönme dolaptan çıkmak için yazıyorum. Toplumun dayattığı şey içimde sönmesin, diye yazıyorum. Değişkenlik, geçiş ve yön değiştirme becerisiyle yazıyorum. Dünyanın donukluğunda gedikler açmak için yazıyorum.

Bu parçadaki altı çizili sözle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?

A
Düzeni bozacak her türlü etkiye karşı önlem almak
B
Olan bitene kafa yormak yerine kabuğuna çekilmek
C
Çevresiyle uyum içinde yaşamaya çalışmak
D
Avunmanın yollarını aramak
E
Durağanlığı kırmaya çalışmak
Soru 5

----. Örnekleri çok boldur bunun. Tarihsel ve düşünsel kimliğimizi yansıtan Orhun Yazıtları’nın okunuşu 1911’dir, okuyan da Danimarkalı Thomsen. Radlofflar, Vamberyler, Banglar, Messerschmitler olmasaydı ne Türklerin eski birikimlerinden ne Dede Korkut Hikâyeleri’nden haberimiz olacaktı. Örneğin Dede Korkut Hikâyeleri’nin yazmaları nasıl olmuş da Dresdenlere, Vatikanlara gitmiş? Niçin Divanü Lügati’t-Türk hakkında bizde beş araştırma varsa yabancıların elli araştırması var?

Bu parçanın başına düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?

A
Başta ilgisiz göründüğümüz nice olay vardır ki sonradan tüm sanatçılarımızın ilgi odağı hâline gelmiştir
B
Millî varlığımız üzerindeki art niyetli çalışmalar hiç eksik olmamıştır
C
Kendi yaratımlarımız konusunda bir bilinç yoksunluğu yaşıyoruz
D
Dünyadaki emsalleri ile rekabet edebilecek nice büyük şahesere sahibiz
E
Coğrafyamız hem büyük işlere hem de bu işleri anlatan büyük eserlere ev sahipliği yapmıştır
Soru 6

Günümüzde aşırı avcılık, habitat tahribi, kirlilik ve küresel iklim değişikliği gibi nedenlerden dolayı tüm okyanuslar ve denizlerde olduğu gibi Akdeniz’de de canlılar azalıyor, ekosistem bozuluyor. Denizel biyoçeşitlilikteki azalma, ticari ve sportif balıkçılığın yanı sıra turizm sektörünü, özellikle de dalış turizmini olumsuz etkiliyor. Bu nedenle acilen hem doğal kaynakların korunmasını sağlayacak hem de bu kaynaklar üzerindeki insan etkinliklerini düzenleyecek yönetim stratejilerinin geliştirilmesine ihtiyaç vardır.

Bu parçadan

I. İnsan eliyle meydana getirilen kimi olumsuzlukların ekosisteme zarar verdiği

II. Denizlerde görülen biyoçeşitlilikteki azalmanın farklı sektörlerde yansımalarının olduğu

III. Doğa tahribatının önüne geçmek için yerli kaynaklardan yararlanmanın gerekli olduğu

IV. Deniz turizmi sektöründe çalışanların, doğanın korunmasında daha duyarlı olmaları gerektiği

yargılarından hangileri çıkarılamaz?

A
I ve II
B
I ve IV
C
II ve III
D
II ve IV
E
III ve IV
Soru 7

(I) Yazar, I. Dünya Savaşı yıllarında İstanbul, Eskişehir ve Konya’da birer gece yattıktan sonra ıssız, istasyona benzemeyen bir durakta mola veren trenden iner. (II) Burada kiraladığı bir yaylı at arabası ile Kayseri’ye gidecektir. (III) Ürgüplü genç arabacı, masum sayılabilecek bir hile ile Ürgüp yoluna sapar. (IV) Yazar, yol üstünde birisinin yatmakta olduğunu görür, arabaya alır. (V) Bu, Çanakkale’de yaralanıp İstanbul hastanelerinden birine gönderilmiş, üç aylık tedaviden sonra tekrar cepheye sevk edilmiş bir gazidir.

Bu parçada numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A
I. cümlede birden fazla yan cümlecik vardır.
B
II. cümlede yüklem, geçişsiz ve etken çatılı bir eylemdir.
C
III. cümlede, zarf tümleci yoktur.
D
IV. cümle, bağımlı sıralı cümledir.
E
V. cümlede, birden fazla ek eylem vardır.
Soru 8

I. Okurlar açısından etkili bir çıkış yapamayan yazarlar, her zaman yapıtlarının anlaşılmamasından dem vurarak kendilerini kenara çekiyor.

II. Yapıtlarıyla gündeme gelmeyi başaramayan sanatçılar, yapıtlarındaki açıkları kapatmak için olduklarından başka türlü görünmeye çalışıyor.

III. Toplumda yapıtlarıyla ses getiremeyen sanatçılar, kendilerini farklı alanlara yönlendirerek topluma faydalı olmaya çalışıyor.

IV. Yapıtlarıyla toplumu yönlendiremeyen sanatçılar, bu konudaki yanlışlarını gözden geçirerek yeni çıkış yolları arıyor.

V. Kendilerini farklı göstererek adından sıkça söz ettirmeye çalışan sanatçıların bu çabalarının altında, yapıtlarıyla ilgili eksiklikleri örtme amacı yatıyor.

Yukarıdaki numaralanmış cümlelerden hangileri anlamca birbirine en yakındır?

A
I ve II
B
I ve IV
C
II ve V
D
III ve V
E
IV ve V
Soru 9

Kurşun, en eski zehirlerden biridir. Roma İmparatorluğu, kimi kaynaklara göre, kurşun yüzünden yıkılmıştır. Zira kurşundan yapılmış şarap ve yiyecek kaplarını ancak çok varlıklı kişiler kullanabiliyordu. Roma’nın yönetici sınıfı, çok yaygın kısırlık, ölü doğum ve beyin rahatsızlıklarına uğramıştı ve muhtemelen bunun nedeni kurşun zehirlenmesiydi. Kurşunun zehirli etkisinin bilinmediği dönemlerde bir başka riskli grup da ressamlardı. Van Gogh ve Goya gibi sanatçıların boya maddesi olarak kullanılan kurşun oksit ve kurşun asetat nedeniyle zehirlenmiş olduğu değerlendirilmektedir.

Bu parçanın bütününde “kurşun” hakkında özellikle üzerinde durulan, aşağıdakilerden hangisidir?

A
Bir dönemler zararlı etkisi bilinmese de zamanla bununla ilgili alınan önlemler
B
Zehirli olduğunun bilinmediği dönemlerde kimi önemli şahsiyetlerin ölümünde etkisinin bulunma ihtimali
C
Uzun süre toplumların yalnızca belli kesimlerince kullanılan, lüks bir madde olması
D
Faydalı işler için kullanılması dışında ölümcül zararlarının da bulunması
E
Sadece bireyleri değil, tüm toplumu olumsuz etkileyebilecek bir niteliğe sahip olması
Soru 10

Aşağıdaki dizelerin hangisinde altı çizili sözcük birden fazla yapım eki almıştır?

A
Kaldırımlar, içimde yaşamış bir insandır
B
Geçti istemem gelmeni Yokluğunda buldum seni
C
Sivas yollarında geceleri Katar katar kağnılar gider
D
Ne taze ölüyü mezar
E
Sabah olur yelkenlerimi saklarım Özgürlük dediğim yerde demirledim
Soru 11

Anadolu’da ipek denilince akla ilk gelen yerler Bursa ve Hatay’dır.

Aşağıdaki dizelerin hangisinde, bu cümledeki altı çizili sözcükle görevce özdeş sözcük vardır?

A
Bırakın beni Dışarıda yağan yağmurlar alsın
B
Cevizler iç tuttu Bademlerin kabukları kurudu Ayvalara sindi gün ışığı
C
Karıncalar ortalardan çekildi Kuyunun taşında arılar yok Boş kova devrik durur şimdi
D
Sildim bütün yıldızları gökyüzünden Yerine gözlerini koydum, gözlerini
E
Bütün aşina çehreler silindi aynalardan Ve boşaldı dünya
Soru 12

Açtığımız Leonardo da Vinci sergisine geçen hafta Adana’dan bir okul grubu geldi. Öğretmenleri sessizce : (I) “Kötü bir yazı okudum içeride ,(II) hiç orijinal resim yokmuş. Doğru değil , (III) değil mi ?(IV)” dedi. Ben de doğru olduğunu söyleyince üzüldü ve gruba söylemememi rica etti.(V)

Bu parçada numaralanmış noktalama işaretlerinden hangisi yanlış kullanılmıştır?

A
I
B
II
C
III
D
IV
E
V
Soru 13

İnternet, yirmi yıldır hayatımızın ayrılmaz bir parçası hâline geldi. Elektrik kesildiği, internete ulaşılamadığı zaman çöken bir uygarlığa dönüştük. Yazının keşfi nasıl bir sıçrama yarattıysa, matbaa nasıl bir devrimse internet de en az onlar kadar kuvvetle değiştirdi dünyayı. Yazı; düşünsel birikimi kaydetmeye, matbaa çoğaltmaya yarıyordu. İnternet ise hem kaydediyor hem çoğaltıyor hem de bilginin anında her yerde olmasını sağlıyor. Bu yüzden de insanlar sürekli internete bağlı olmak istiyorlar. Artık tek başına bir varlık olmaktan çok, tüm dünyayı kuşatan büyük bir ağın bir düğümü olmak istiyoruz çünkü bilgi o ağın üzerinden akıp gidiyor. Sürekli internette olmak ise bilgiyi, gündemi hatta aile ve arkadaşları internetten takip etmeye ve bizi internete “bağımlı” olmaya itiyor.

Bu parçadan, aşağıdakilerden hangisi çıkarılabilir?

A
İnternetin yazı ve matbaadan çok daha önemli bir buluş olduğu
B
İnternette olmanın, kişiyi sosyal yaşamdan kopararak sorunlu bir bireye dönüştürdüğü
C
İnternetin evrensel düzeyde bilgi kaynağına dönüşmesinin insanları internete bağımlı hâle getirdiği
D
İnternetin yol açtığı zararların, sağladığı faydalardan dolayı göz ardı edildiği
E
İnternetin insanın psikolojik ve sosyal gelişimini olumsuz etkilediği
Soru 14

İnsan doğaya, doğal yaşama saygı duyduğu kadar mutlu olabilir. Huzur, doğal yaşamın içerisindedir (I).Her gün doğayı beton bloklar (II) ile işgal eden insanoğlu (III) doğal dengeyi de bozmaktadır. Bu bozgunla birlikte hayvanların da yaşam olanları yok edilmektedir. Bugün yapılan mimarî (IV) yapılarda hayvanların binalara yaklaşmaması için duvarlarına cam, çivi, tel ile önlemler alınırken özellikle Osmanlı’da binaların üzerine özel olarak estetik (V) görünümlü kuş evleri yapılmıştır.

Bu cümledeki altı çizili sözlerden hangisinin yazımı yanlıştır?

A
I
B
II
C
III
D
IV
E
V
Soru 15

• Kömür farklı kimyasal ve fiziksel özelliklere sahip heterojen içeriklerden oluşmuş, rengi kahverengiden siyaha kadar değişen, yanabilir bir kayaçtır. Kömür; başlıca karbon, hidrojen ve oksijen gibi elementlerin bileşiminden oluşmuş olup diğer kaya tabakalarının arasında damar hâline, uzunca bir süre (milyonlarca yıl) ısı, basınç ve mikrobiyolojik etkilerin sonucunda gelir.

• Kömür çeşitleri, genelde bilimsel ve ticari olmak üzere iki ana başlık altında toplanmıştır. Bilimsel sınıflandırmalar büyük oranda kömürün orijini, içeriği, yapısı ve temel özellikleri ile ilgilenirken ticari sınıflandırma daha çok, kömürün piyasa değeri, kullanım amacı ve teknolojik özellikleri ile ilgilenmektedir.

Bu iki parçayla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?

A
Aynı varlığın I. parçada oluşumuyla ilgili, II. parçada sınıflandırılmasıyla ilgili bilgi verilmektedir.
B
II. parçada, I. parçada belirtilen saptamanın değiştiğinden söz edilmektedir.
C
II. parçada, I. parçada belirtilen saptama örneklerle açıklanmaktadır.
D
II. parçada, I. parçada ele alınan varlıkla ilgili bir olumsuzluktan söz edilmektedir.
E
İki farklı konuya ilişkin ortak bir örnek sunmaktadırlar.
Soru 16

(I) Bakras Kalesi, Akdeniz ile Orta Doğu’ya açılan çok önemli bir geçit görevi görmüştür. (II) Antakya’nın kurulmasından sonra da bu bölgeye hükmetmek isteyenler arasında önemli bir çatışma alanı gibi görülmüş; kale, güçler dengesine göre el değiştirmiştir. (III) Bizanslılar ile Abbasiler arasında önemli çatışmalara sahne olan kale, 26 Eylül 1183 tarihinde Haçlılar tarafından Selahattin Eyyubi’ye teslim edilmiştir. (IV) Selahattin Eyyubi tarafından kale komutanlığı görevi verilen Alamüttin Süleyman bin Candar, 1191 yılında kaleyi yıktırmıştır. (V) Sonraki yıllarda bölge yeniden Ermeni krallarının eline geçmiş, bu krallar tarafından kale yeniden daha sağlam bir şekilde inşa edilmiştir.

Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangileri, yapısına göre ötekilerden farklıdır?

A
I ve II
B
I ve IV
C
II ve V
D
III ve IV
E
IV ve V
Soru 17

(I) Türkiye’de geçtiğimiz yıl kişi başına düşen kitap adeti, 8,4 olarak hesaplandı. (II) Uluslararası Yayıncılar Birliğinin verilerine göre yayın sektörleri arasında Türkiye, 11. sırada yer alıyor. (III) TÜİK verileri ise basılı kitap sayısının her geçen gün arttığını gösteriyor. (IV) Basılı kitap sayısı artıyor ancak kitap okuma oranı yükselmiyor. (V) Türkiye’nin en büyük yayınevlerinden birinin editörüyle bu konuda uzunca bir söyleşi yaptık.

Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde bir yazım yanlışı vardır?

A
I
B
II
C
III
D
IV
E
V
Soru 18

(I) Endonezya’nın Siberut Adası, doğadaki her şeyin bir ruhunun olduğuna inanan, vücutlarını dövmelerle süsleyip dişlerini sivrilten Mentawai halkına ev sahipliği yapıyor. (II) Yağmur ormanlarında ve adanın kıyı bölgelerinde yaşayan yarı göçebe ve avcı toplayıcı bu yerel halk, dillerini ve geleneklerini ısrarla yaşatıyor. (III) Ayrıca bu diş sivriltme ve dövmeler, estetik anlayışlarını ve doğayla bir olma arzularını ifade ediyor. (IV) İnançlarında doğa ruhları önemli yer tutan bu topluluğa göre hem canlıların hem de cansız nesnelerin birer ruhu bulunuyor. (V) Bu yüzden yüzlerce yıldır sürdürdükleri diş sivriltme, bedeni dövmelerle kaplama gibi gelenekler ruhani bir özellik taşıyor.

Bu parçanın anlam akışındaki bozukluğu gidermek için aşağıdaki değişikliklerden hangisi yapılmalıdır?

A
I. cümleyle II. yer değiştirmeli
B
II. cümleyle III. yer değiştirmeli
C
III. cümleyle IV. yer değiştirmeli
D
III. cümle, V.den sonra gelmeli
E
V. cümle, II. den sonra gelmeli
Soru 19

Kutupların, denizlerin, romanların Sihrini taşıyordu. Biz ona bakıyorduk, o bize Korkusuyla karanlık ormanların

Bu dizelerde aşağıdakilerden hangisi vardır?

A
Ünsüz yumuşaması
B
Ünlü düşmesi
C
Ünlü daralması
D
Ünsüz benzeşmesi
E
Ünsüz türemesi
Soru 20

Hayat, (I) sayısız renk taşır içinde. İnsan bu sonsuz zenginlik içinde nereye bakacağını,(II) nereye gideceğini şaşırır çoğu zaman. Her renk,(III) her yönden insanı kendisine çağırır. O yüzden ömür biter de seyahat bitmez. Çoğu şeyin sonu gelir de bazı şeylerin ise sonu gelmez: merak arzusu,(IV) yeni bilgiler edinme ve edinilen bilgiyi yorumlama. Hele bir de içe doğru bir yolculuk içindeyse insan, (V) yaşamın her anı bir seyahattir onun için.

Bu parçada numaralanmış virgüllerden (,) hangileri işlevi yönüyle ötekilerden farklıdır?

A
I ve II
B
I ve III
C
II ve III
D
II ve IV
E
III ve V
Soru 21

(I) Katlama usulüyle reçel yapımı, meyvelerin bir gün önceden şekerle katlanarak meyve suyunun şeker tarafından emilmesi esasına dayanır. (II) Çilek, vişne, erik, şeftali reçelleri bu gruba girer. (III) Katlama usulü ile yapılan reçellerde, bir gün önceden temiz bir kap içerisinde her meyveye göre değişik olmak üzere şeker ve meyve, birer kat olarak yerleştirilir. (IV) Ertesi gün eğer sulanma fazla olmuşsa ve dışarıdan su ilavesine gerek kalmamışsa doğrudan doğruya kaynatılır. (V) Sulanma düşük miktarda gerçekleşmişse gerekli miktarda su ilave edilerek meyveler kaynatılır.

Bu parçada numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A
I.de, vasıta eki almış birden fazla sözcük vardır.
B
II.de, dolaylı tümlece yer verilmiştir.
C
III.de özne bir söz öbeğinden oluşmaktadır.
D
IV.sü, bağlı cümledir.
E
V.de özne, vurgulanan ögedir.
Soru 22

Son dönemde klasik yapıtların sahne uyarlamalarıyla karşılaşıyoruz. Ancak onlarca karakterin yer aldığı Anna Karenina gibi bir yapıt, sahnede iki saatlik bir zaman diliminde canlandırılabilir mi? Ya da Savaş ve Barış’ı uyarlarken 350-400 karakteri olan bir hikâyeyi kaç karakterle sahnede ortaya çıkaracaksınız? Sadece karakterler değil, yapıttaki anlatımdan tutun da mekânlara kadar pek çok ayrıntı sahnede kayboluyor. Goethe’nin Şövalye Berlichingen adındaki oyununda tam 57 mekân var! Bu mekânların hepsini sahneye taşıyabilir misiniz? Dolayısıyla klasik bir yapıtı tiyatroya uyarlamak, yapıtın hem anlatım hem de içerik olarak değiştirilmesi, “eksiltilmesi” ve kitabın ruhunun yok olması anlamına gelecektir.

Bu parçada vurgulanan düşünce aşağıdakilerden hangisidir?

A
Edebî yapıtların kaleme alındığı türden başka bir forma dönüştürülmesinin ancak yaptığı işi iyi bilen kişilerce başarılabileceği
B
Klasik yapıtların hem biçem he de içeriksel olarak değişimlere uğramadan sahneye uyarlanmasının mümkün olmadığı
C
Tiyatronun anlatım olanaklarının edebiyatın diğer türlerine göre daha zengin olduğu
D
Klasik yapıtların yeni bir teknik ve çağdaş bir bakış açısı olmadan sahneye uyarlanmasının mümkün olmadığı
E
Romanda anlatılan olayın geçtiği mekânın tiyatro sahnesine taşınabilmesinin, romanın ne denli nitelikli olduğunu belirlediği
Soru 23

Dünya Sağlık Örgütü tarafından görevlendirilen bir grupla çalışmalarını aralıksız sürdüren bilim insanları, bu hastalığın yaşlılarda ve çocuklarda daha çok ölüm vakasına yol açtığına dikkat çekiyor.

Bu cümleyle ögeleri ve ögelerinin sıralanışı yönünden özdeş olan cümle aşağıdakilerden hangisidir?

A
Bazı metinlerde seher vakti, gizemli bir anlam içerecek biçimde kullanılmıştır.
B
Söz konusu bütün tanımlar, kendi içinde bir tutarlılık ve anlam bütünlüğü göstermektedir.
C
Kültürel sınırlarını Türk kültürü ile doğrudan veya dolaylı biçimde etkileşerek çizen her türlü gelişme, Türk halkının kültürel kapsamını etkilemiştir.
D
Bu türküde şair, sevgilinin vefasızlığını anlatmak için bir of çekerek dağları yıkmıştır.
E
Bu makalenin amacı, halk kültürü araştırmaları adına ülkemizde şu ana kadar ne yapıldığına ışık tutmaktır.
Soru 24

Ben hikâyeleri doğası içinde ele almaya gayret ediyorum. Çevremizdeki insanlarda güven duygusunu ortadan kaldırmamamız lazım. Dostlarımız, akrabalarımız bu dünyadaki yol arkadaşlarımızdır. Bu insanlara hikâye malzemesi gözüyle bakarsak öncelikle insanlığımız aşınır, kendimize saygımız kalmaz. Hikâyeci olarak gözümüzü bütün insanlara çevirmemiz lazım. Böyle yaparsak bütün insanlar kafamızda dönüp dolaşır, süzülür, iç içe geçen olaylar, izlenimler bir ilhamla kendi kimyasıyla hikâyeye dönüşür. Hikâyenin doğası içinde gelişmesi, işte budur. Ben bunun peşindeyim ve hikâyelerimin hepsi buna göre, belirlediğim kurallara göre, gözlemlerimden hareketle yazılmıştır.

Bu sözlerinden parçanın yazarıyla ilgili olarak

I. Hikâyelerini kendi belirlediği belli ilkeler çerçevesinde yazdığı

II. Okuru şaşırtan, anlatım gücü yüksek hikâyeler kaleme aldığı

III. Çevresindeki yakın kişileri öykü kahramanı olarak görmediği

IV. İnsanların güvenini yitirmek istemediği

yargılarından hangileri çıkarılamaz?

A
Yalnız I
B
Yalnız II
C
I ve II
D
II ve III
E
III ve IV
Soru 25

“İnsan kaynakları yönetimi” uygulamaları genel olarak ihtiyaçlar doğrultusunda iş analizleri, nitelikli çalışan özelliklerinin tespiti, bu özelliklere uyum gösterenlerin seçim aşamaları, işe yerleştirilmesi, yönlendirilmesi, eğitilmesi, kariyer planı yapılması, performans değerlendirmesi, ücretlendirme, ödüllendirme ve bağlılıklarının geliştirilmesini kapsamaktadır.

Bu cümlede anlatılanlara göre aşağıdakilerden hangisi insan kaynakları biriminde çalışan birinin görev alanı içinde değildir?

A
Bir kuruluşun personel ihtiyacını belirlemek ve buna yönelik planlama yapmak
B
iş gereği, çalışan personeli başka birimlerde görevlendirmek
C
Çalışanların belirli bir hedef doğrultusunda bilgi ve beceri elde etmeleri için çalışmalar yapmak
D
İşin gerektirdikleri ile kişilerin kabiliyet ve becerilerinin uyumlu olup olmadığını belirlemek
E
Çalışanlara kurum içi ve dışında uymaları gereken kuralları belli aralıklarla hatırlatmak
Soru 26

Gazeteci: (I) ---- Tiyatro oyuncusu: Evet, yenileceğimi bilsem bile savaşmaktan vazgeçmeyen bir mizacım var ama bazen de şansım yaver gidiyor, tam kaybedecekken son anda kıyısından köşesinden de olsa bir şeyler kazanıyorum. Lisans eğitimimin ilk yıllarında arayışta olduğum için epey zorlanmıştım mesela. Yine de vazgeçmedim ve sonunda ikincilikle bitirdim. Gazeteci: (II) ---- Tiyatro oyuncusu: Oyunun aynı zamanda yapımcılığını da üstlenen Cansel çok eski arkadaşım. Bana bu projeyi geçen sene bu zamanlar çıtlatmıştı ilk olarak. “Senin içindeki dominant kadına bire bir uyuyor Mandy karakteri.” demişti. Öylesine güzel bir ekip kurmuşlar ki prova süreci güle oynaya geçti. Şimdi de sahnede gülüp oynuyoruz işte.

Bu diyalogda boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden hangisi sırasıyla getirilmelidir?

A
I. Hangi işe başlarsa hakkından gelir şeklinde bir imajınız var, bununla ilgili neler söylemek istersiniz? II. Ünlü komedi filmi Full Monty’nin tiyatro uyarlaması olan projeye dahil olmanız ve devamında adaptasyonunuz nasıl gerçekleşti?
B
I. Bir işe başlarken başarılı olmayı her zaman hedefler misiniz? II. Bir filmin tiyatro uyarlamasında rol almanız teklif edildiğinde neler hissettiniz?
C
I. Her işin üstesinden gelen bir yapınız var, bunu neye borçlusunuz? II. Full Monty adlı tiyatro oyununu oynarken neler hissettiniz?
D
I. Bir işte başarılı olmak için neler yapmayı daha çok önemsersiniz? II. Full Monty’nin tiyatro uyarlamasında rol alan arkadaşlarınızla uyum sorunu yaşadınız mı?
E
I. Tuttuğunu koparan bir kadın kişiliğiniz var, sosyal çevrenizde bunun zorluklarıyla karşılaştınız mı? II. Bir komedi filminin tiyatro uyarlamasında rol almak size neler kattı?
Soru 27

Editör, metne ait her bir harfin sorumluluğunu taşıyan kişidir. Bunun için metne dair ne varsa sağlamasını yapmak, merakla ve şüpheyle araştırma yoluna gitmek, “sürekli öğrenmek” durumundadır. Aynı zamanda editörün, konumu gereği yayıncılığın bütün aktörleriyle ilişkilerini doğru kurması gerekir. Grafikerle ya da redaktörle birlikte çalışmayan, yapılan çalışmaları yakından takip etmeyen bir editörün başarılı olması mümkün olabilir mi? Bu açıdan yayıncılığı bir kan grubu şeması üzerinden düşünürsek editör hem genel alıcı hem genel verici rolünde olmalı. Hem yol göstermeli hem de yapıtları en hızlı ve doğru şekilde ortaya çıkarmak için uğraşmalıdır. Dolayısıyla yayıncının yazarla, yazarın çevirmenle doğru iletişim kurması ve yayın sürecinin sağlıklı yürütülmesinde editörün konumu son derece önemlidir.

Bu parçaya göre

I. Kitaplarda yazılanların içeriksel denetimini yapabilecek yetkinliğe ve bilgi birikimine sahip olması

II. Yayına hazırladığı kitabın her aşamasından sorumlu olması

III. Yazarın kitaplarının tanıtımını yapması için gerekli bağlantıları ayarlaması

IV. Yayınevinin ve okurun beklentilerine göre kitapların içeriğinin şekillenmesinde rol alması

yargılarından hangileri editörden beklenmez?

A
Yalnız I
B
Yalnız II
C
I ve III
D
III ve IV
E
I, II ve IV
Soru 28

Aşağıdaki dizelerin hangisinde ek fiil (ek eylem) yoktur?

A
Nasıl unuturum ey doğa Bana bir diyeceğin vardı, kalakaldım
B
Şehrin uğultusundan usanmıştı ruhumuz Duyabileceği bir dost sesi arıyordu
C
Yalnızlık denizin tek yasası Aşkın altın yasasıymış meğer
D
Gurbetten daha derin Bir yara yoktur, içimde
E
Öyle başımın üstünde dursunlar Menekşe rengi, toprak rengi bulutlar
Soru 29

Diyarbakır, Doğu’nun kültür, sanat, ticaret ve diplomasi alanındaki birikimlerinin Batı’ya taşınmasında önemli bir kavşak olmuş; İslam ordularının Anadolu topraklarını hâkimiyetine almasından sonra eyalet merkezi olarak vazife görmüştür. Son döneme kadar Anadolu’ya yolu düşen hemen her şahsiyetin uğrayıp konakladığı bir kültür şehri kimliğini korumuştur. Diyebiliriz ki ----.

Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?

A
ilim öğrenmek için buraya yolu düşen şahsiyetler, Diyarbakır’da kalmak için özellikle teşvik edilmiştir
B
bu özellikleri dolayısıyla Diyarbakır, her dönem devletler ve medeniyetler arasındaki etkileşimi sağlayan önemli bir durak olmuştur
C
birçok devlet tarafından alınmak istenen önemli bir şehir olmuştur
D
din, eğitim ve sanat gibi alanlarda çalışmak için Hint ve Fars diyarından gelenler Diyarbakır’dan ayrılmamıştır
E
şehrin ticari-iktisadi bir güç merkezi olduğunu gösteren eserlerin çoğu, ayakta durmayı başarabilmiştir
Soru 30

(I) Hiçbir katkı maddesi ve boya kullanılmadan yapılan bir ahşap oyma sanatı olan marküteri, ilk kez Mısırlılar tarafından uygulanmıştır. (II) Marküteride özellikle ahşap desenlerinin değişmesinden ötürü aynı desenin tutturulması oldukça zordur. (III) Mısır’ın ünlü kraliçesi Kleopatra’nın sarayında tüm el maharetlerini sergileyen ustalar tarafından gerçekleştirilmiştir. (IV) Kleopatra, istediği figürleri ve modelleri bu ustalara yaptırmıştır. (V) Kraliçenin zulmünden çekinen ve korkan marküteri ustaları onun göz zevkine uygun eserleri ortaya çıkarabilmek adına rekabetin içinde olmuş ve değişik tarzlarda süsleme teknikleriyle eserlerini meydana çıkarmışlardır. (VI) Bunların içinde bulunan Mısırlı bir usta, tasarladığı tüm eşyaların üzerinde her türlü geometrik şekil ve motifi bir araya getirmiş, bu da Kleopatra tarafından çok beğenilmiştir.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi, düşüncenin akışını bozmaktadır?

A
II
B
III
C
IV
D
V
E
VI
Soru 31

Otizmli bireylerde göz teması kuramama, gözlerin bir yere takılıp kalması, parmak uçlarında yürüme; anlamsız gülme, ağlama ve öfke nöbetleri görülür. Otizmli bireyler kalabalık bir ortama girdiğinde sanki orada kimse yokmuş gibi davranır, yalnızlığı seçerler. Her gün aynı saatte aynı şeyleri yapmak, her gün aynı yemeği yemek, her gün okula aynı yoldan gitmek isterler. Bu rutinleri bozulursa öfke nöbeti geçirebilirler. Otizmli bireylerde, anlamsız ses tekrarları, sürekli el sallama, parmak şıklatma, diş gıcırdatma gibi kendini tekrarlayan davranışlar görülebilir. Onlar aynı çizgi filmleri, reklamları ve klipleri sürekli izlerler ve bu durum bir süre sonra rutine dönüşerek hastalık derecesinde bir düşkünlük hâline gelebilir. Seslere ve kokulara karşı çok hassastırlar. Bizim farkında olmadığımız birçok ses onlar için çok sinir bozucu olabilir.

Bu parçaya göre aşağıdakilerden hangisi otizmli bireylerde görülen durumlardan biri değildir?

A
Yüz yüze iletişimden kaçınma
B
İnsanlara hiçbir şekilde güvenmeme
C
Ses ve kokuya karşı duyarlı olma
D
Günlük rutinin dışına çıkmak istememe
E
Kimi davranışları takıntı hâline getirme
Soru 32

I. Sokaklarında dolaşmaya başlar başlamaz buranın Kadıköy’den farklı olduğunu anlıyorum.

II. İstikametim bu sefer, Yeldeğirmeni.

III. Kadıköy vapur iskelesinden Haydarpaşa yönünde on dakika yürüdükten sonra İskele Sokak’a varıyorum.

IV. Nasıl ki Topağacı, Nişantaşı’ndan bağımsız bir karaktare sahipse Yeldeğirmeni de Kadıköy’e bağlı olmasına rağmen bir o kadar farklı ve sürprizlerle dolu bir mahalle.

V. İskele Sokak’tan çıkınca hedefim bu sefer ne Kadıköy çarşı kalabalığına girmek ne de Moda’da salınmak.

Yukarıdaki numaralanmış cümleler anlamlı bir bütün oluşturacak biçimde sıralandığında hangisi baştan dördüncü olur?

A
I
B
II
C
III
D
IV
E
V
Soru 33

33. - 34. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.

(I) Mehmet Eroğlu’nun yayımlanmış ilk romanı Issızlığın Ortası, birçok açıdan kendisiyle aynı tarihsel zaman parçasını işleyen romanları aşmış bir kitap. (II) Bu sonuca ulaşmasını sağlayan özellikleri ayrıca onu çok boyutlu, çok yönlü bir kitap durumuna getiriyor. (III) Bu nedenle de okurlarına çok katmanlı bir okuma ziyafeti sunuyor. (IV) Romanda yer alan her tip, belirli bir sorunsalı simgelemektedir. (V) Bununla birlikte tiplerin simgelediği sorunsala karşı geliştirilen karşıtı da romanda yer almaktadır. (VI) Öyle ki roman örgüsü içinde bir kişiyi yerinden oynattığınızda tartıştığı ilke, getirdiği bakış açısı romanda var olmayı sürdürememektedir.

Bu parçada numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A
I. cümlede, karşılaştırmaya başvurulmuştur.
B
II. cümle, gerekçeli bir yargıdır.
C
III. cümlede, sözü edilen yapıtın yoğun bir anlatıma sahip olduğu belirtilmektedir.
D
V. cümlede, zıt ögelerin yapıtta bir eksiklik gibi durduğu dile getirilmektedir.
E
VI. cümlede, koşula bağlılık söz konusudur.
Soru 34

33. - 34. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.

(I) Mehmet Eroğlu’nun yayımlanmış ilk romanı Issızlığın Ortası, birçok açıdan kendisiyle aynı tarihsel zaman parçasını işleyen romanları aşmış bir kitap. (II) Bu sonuca ulaşmasını sağlayan özellikleri ayrıca onu çok boyutlu, çok yönlü bir kitap durumuna getiriyor. (III) Bu nedenle de okurlarına çok katmanlı bir okuma ziyafeti sunuyor. (IV) Romanda yer alan her tip, belirli bir sorunsalı simgelemektedir. (V) Bununla birlikte tiplerin simgelediği sorunsala karşı geliştirilen karşıtı da romanda yer almaktadır. (VI) Öyle ki roman örgüsü içinde bir kişiyi yerinden oynattığınızda tartıştığı ilke, getirdiği bakış açısı romanda var olmayı sürdürememektedir.

Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf numaralanmış cümlelerin hangisiyle başlar?

A
II
B
III
C
IV
D
V
E
VI
Soru 35

35. - 36. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız

İnsanoğlu var oluşundan beri doğayı bilmek, doğaya egemen olmak istemiştir. Gök gürlemesi, şimşek çakması, ayın ya da güneşin tutulması, hastalıklar, afetler vb. doğa olayları kuşkusuz onu korkutmuştur. Öte yandan, yaşama içgüdüsü onu yaşamaya, doğa korkusunu yenmeye zorlamıştır. Korkuyu yenebilmenin tek yolunun, korkuyu ortaya çıkaran doğa olayını bilmek ve ona egemen olmak olduğunu insan zamanla anlamıştır. Böylece insanoğlu doğayla amansız bir mücadeleye girişmiştir. Elbette korkunun yanında başka nedenler de doğayı anlama ve tanımadaki etkenler olarak karşımıza çıkmaktadır. İnsanoğlunun merakı, tutkusu, egemen olma isteği, beğenilme isteği, refah içinde yaşama isteği vb. nedenler bilgi üretimini sağlayan başlıca etmenlerdir. Bu istekleri hiç azalmadan devam edeceği için insanın doğayla olan savaşı ve dolayısıyla bilgi üretimi de durmaksızın sürecektir.

Bu parçadan

I. İnsanların doğayla ilgili merak duygusunun yaşam var oldukça devam edeceği

II. Korku duygusunun bilgi üretiminde etken olduğu

III. Evrenin, bir bütün olarak ele alınması gerektiği

IV. Doğayı yakından tanımanın ancak bilimsel çalışmalarla mümkün olduğu

yargılarından hangileri çıkarılamaz?

A
Yalnız I
B
I ve II
C
II ve III
D
II ve IV
E
III ve IV
Soru 36

35. - 36. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız

İnsanoğlu var oluşundan beri doğayı bilmek, doğaya egemen olmak istemiştir. Gök gürlemesi, şimşek çakması, ayın ya da güneşin tutulması, hastalıklar, afetler vb. doğa olayları kuşkusuz onu korkutmuştur. Öte yandan, yaşama içgüdüsü onu yaşamaya, doğa korkusunu yenmeye zorlamıştır. Korkuyu yenebilmenin tek yolunun, korkuyu ortaya çıkaran doğa olayını bilmek ve ona egemen olmak olduğunu insan zamanla anlamıştır. Böylece insanoğlu doğayla amansız bir mücadeleye girişmiştir. Elbette korkunun yanında başka nedenler de doğayı anlama ve tanımadaki etkenler olarak karşımıza çıkmaktadır. İnsanoğlunun merakı, tutkusu, egemen olma isteği, beğenilme isteği, refah içinde yaşama isteği vb. nedenler bilgi üretimini sağlayan başlıca etmenlerdir. Bu istekleri hiç azalmadan devam edeceği için insanın doğayla olan savaşı ve dolayısıyla bilgi üretimi de durmaksızın sürecektir.

Bu parçanın anlatımında

I. Alıntıyla düşünceyi pekiştirme

II. Devrik cümlelere yer verme

III. Dili, göndergesel işlevde kullanma

IV. Açıklayıcı anlatımdan yararlanma

V. Öneri nitelikli cümleler kullanma

özelliklerinden hangilerinin olduğu söylenebilir?

A
I ve II
B
I ve III
C
II ve III
D
III ve IV
E
IV ve V
Soru 37

• Ticari amaçlı olarak doğadan kontrolsüz bir şekilde toplanması, bazı çiğdem türlerinin neslini tehlikeye düşürmüştür.

• Çiğdem, Avrupa ülkelerinde park ve bahçelerde hâlen süs bitkisi olarak kullanılmaktadır.

Bu iki cümlede ifade edilenlerin anlamca doğru bir biçimde birleştirilmiş hâli aşağıdakilerden hangisidir?

A
A) Doğadan kontrolsüz bir şekilde toplanan ve Avrupa ülkelerinde park ve bahçelerde süs bitkisi olarak kullanılan çiğdemlerin Türk ekonomisine ciddi anlamda katkı sağlayacak biçimde ticareti yapılmaktadır.
B
Ticari amaçlarla toplandığından nesli tehlike sınırına yaklaşan çiğdemlere, geçmişte Avrupa’da park ve bahçe düzenlemelerinde yer verilmemiştir.
C
Estetik çiçek yapısı ve bahçelerdeki göz alıcı görünümüyle Avrupa ülkelerinde hâlâ kullanılmakta olan çiğdemler doğadan kontrolsüz bir şekilde toplanmaktadır.
D
Günümüzde, Avrupa park ve bahçelerinde süs bitkisi olarak kullanılan çiğdemlerin kazanç elde etmek amacıyla doğadan denetimsiz olarak toplanıp satılması, bazı türlerinin soyunu yok olma noktasına getirmiştir.
E
Avrupa’da bahçe çiçekleri şeklinde yetiştirilerek park ve bahçelerin düzenlenmesinde kullanıldığı görülen çiğdemlerin nesli tehlikededir.
Soru 38

Her şeyden önce keyifli bir dili var bu romanın. Kısa cümleli, esprili, okuru zorlamayan bir üslubu var. Roman, kurgusal açıdan bir zincirin halkaları gibi ya da birbirinin içinden çıkan matruşka bebekler gibi. Bu ilginç kurgusuyla farklı kültür ve karakterleri en doğal hâliyle aktarıyor. Ayrıca roman, bir ailenin, iki farklı ülke ve kültürün hikâyesi olsa da tüm bunların üzerinde çok daha genel, zamana ve coğrafyaya meydan okuyan temalara da sahip. Kardeşlik ve aile gibi her yerde, her zaman geçerli temalar bunlar. Hayatın baş döndürücü bir hızla değişmesine rağmen, kuşaklar boyu, hiç fark etmeden taşıdığımız duygularımız, sızılarımız ve karakterlerimiz üzerine kurulu bir roman aslında bu.

Bu parçada sözü edilen romanla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A
Bir dönemin acı verici konularından söz ettiği
B
İç içe geçmiş kurgulardan oluştuğu
C
Değişik kültürleri olduğu gibi yansıttığı
D
Evrensel temaları işlediği
E
Kolay okunan bir anlatımının olduğu
Soru 39

39. - 40. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.

İklim kuşaklarını yeryüzünün üstüne düşen Güneş ışınlarına göre ayırma işi Antik Çağ’dan beri yapılmaktadır. Buna göre kuşaklar; tropik iklim kuşağı, ılıman iklim kuşağı, soğuk iklim kuşağı olarak geçmektedir. Bu, Güneş ışınlarının astronomik olarak dağılışına göre yapılmış bir ayrımdır. Günlük ve yıllık oynamaların daha az olmasına yol açarak nemli okyanus iklimini oluşturan denizlerin etkisi hesaba katılmamıştır. Deniz iklimi ile kıtaların iç bölgelerinde görülen kara iklimi birbirlerinden oldukça farklı olabilmektedir. Örneğin, İzlanda’nın güneyindeki Faroe Adaları ile Sibirya’daki Yakutsk yaklaşık aynı paralel üstünde yer alır ama Gulfstream’in kıyılarından geçtiği Faroe Adaları’nda ocak ayı ısısı +3 °C iken kara ikliminin egemen olduğu Yakutsk’ta –43 °C’dir. Herkes tarafından benimsenmiş ideal bir iklim kuşakları ayrımı yoktur. Kuşaklar, genellikle yalnızca ısı ve yağışa göre yani bunların canlılar dünyası (bitki ve hayvanlar) üzerindeki etkilerine göre düzenlenmiştir. Doğal olarak belirli bir iklimin egemen olduğu yerde de orman, step, çöl ya da tundra gibi kendine özgü bir bitki örtüsü bulunur.

Bu parçadan yola çıkarak “iklim kuşakları”yla ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A
Güneş ışınlarını alma oranına göre belirlendiği
B
Ekvator’dan kutuplara doğru düzenli bir biçimde sıralandıkları
C
Ortak bir görüş doğrultusunda belirlenmedikleri
D
Belirli bir bitki örtüsünü barındırdıkları
E
Denizlerin etkisiyle kuşaklardaki bölgelerde büyük sıcaklık farkı oluşabildiği
Soru 40

39. - 40. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.

İklim kuşaklarını yeryüzünün üstüne düşen Güneş ışınlarına göre ayırma işi Antik Çağ’dan beri yapılmaktadır. Buna göre kuşaklar; tropik iklim kuşağı, ılıman iklim kuşağı, soğuk iklim kuşağı olarak geçmektedir. Bu, Güneş ışınlarının astronomik olarak dağılışına göre yapılmış bir ayrımdır. Günlük ve yıllık oynamaların daha az olmasına yol açarak nemli okyanus iklimini oluşturan denizlerin etkisi hesaba katılmamıştır. Deniz iklimi ile kıtaların iç bölgelerinde görülen kara iklimi birbirlerinden oldukça farklı olabilmektedir. Örneğin, İzlanda’nın güneyindeki Faroe Adaları ile Sibirya’daki Yakutsk yaklaşık aynı paralel üstünde yer alır ama Gulfstream’in kıyılarından geçtiği Faroe Adaları’nda ocak ayı ısısı +3 °C iken kara ikliminin egemen olduğu Yakutsk’ta –43 °C’dir. Herkes tarafından benimsenmiş ideal bir iklim kuşakları ayrımı yoktur. Kuşaklar, genellikle yalnızca ısı ve yağışa göre yani bunların canlılar dünyası (bitki ve hayvanlar) üzerindeki etkilerine göre düzenlenmiştir. Doğal olarak belirli bir iklimin egemen olduğu yerde de orman, step, çöl ya da tundra gibi kendine özgü bir bitki örtüsü bulunur.

Bu parçada örnekler aşağıdaki önermelerden hangisini somutlama amacıyla verilmiştir?

A
Güneş ışınlarının yıllık görünme süresi, bütün iklim kuşaklarında aynıdır.
B
Güneş ve denizler, iklim kuşaklarının belirlenmesinde en önemli faktörler olarak karşımıza çıkmaktadır.
C
Aynı iklim kuşağındaki bölgelerde görülen hava koşulları, birbirinden çok farklı özellikler içerebilmektedir.
D
Belirli bir bitki örtüsünü barındıran bölgeler, aynı iklim kuşağında yer almayabilir.
E
Kutuplardaki iklim özellikleri yer yer başka bölgelerde de görülebilmektedir.
Sınavı tamamlamak için butona tıklayınız, yanlışlarınız gösterilecektir. Sonuçları al.
40 tamamladınız.
Liste
Geri dön
Tamamlananlar işaretlendi.
12345
678910
1112131415
1617181920
2122232425
2627282930
3132333435
3637383940
Son
Geri dön

Yorum yapın