8.Sınıf LGS Türkçe Deneme Sınavı 18 başlıklı online LGS sınavımız MEB kazanımlarına ve merkezi sınav müfredatına ve yeni nesil sınav sorularına uygun olarak hazırlanmıştır.
Tebrikler - 8.Sınıf LGS Türkçe Deneme Sınavı 18 adlı testimizi başarıyla tamamladınız.
Sınavda size %%TIME_ALLOWED%% saniye verildi %%TIME_USED%% saniyede sınavı tamamladınız.
Bu sınavda sorulan %%TOTAL%% soruya karşılık, %%SCORE%% doğru %%WRONG_ANSWERS%% yanlış cevap verdiniz.
Sınavdan aldığınız puan: %%PERCENTAGE%%
Sınav sonucunuz hakkındaki değerlendirmemiz: %%RATING%%
Soru 1 |
Sık sık yüksek doğal gaz faturasından ve evinin yeterince ısınmamasından şikâyetçi olan Hamdi Bey, 5 katlı bir binanın son katında oturmaktadır. Bir gün okuduğu derginin ekinde aşağıdaki broşürü görür ve inceler.
Buna göre Hamdi Bey aşağıdakilerden hangisini uygularsa hem ay sonundaki faturanın daha çok düşmesini hem de evin daha iyi ısınmasını sağlamış olur?
Eve giriş çıkışlarda dış kapının fazla açık tutulmaması konusuna hem kendisinin dikkat etmesi hem de ailesine bu konuda telkinde bulunması ve radyatörlerin önündeki mobilyaları kaldırması | |
Evin tün odaları ile koridorları duvardan duvara taban halısıyla kaplatması ve güneşli havalarda perdeleri açıp güneş kaybolduğunda perdeleri çekmesi | |
Evin dış cephesi ile çatısını ısı yalıtımıyla kaplatması ve hem güneşli havalarda hem de geceleri kombiyi düşük ayarda çalıştırması | |
Pencere kenarlarında ısı kaybı olan yerleri tespit ederek buralara silikon çekmesi ve güneşli günlerde termostatı bir süreliğine kapatması |
Soru 2 |
Bozcaada’nın batı yakasında henüz yoğun kalabalıklar tarafından sarılmamış çok güzel bir koy var. Koyu çevreleyen üzüm bağları ve deniz arasında geniş bir kumsal uzanıyor. Bu kumsal deniz dibinde de sürüyor. İncecik kumlar güneş altında, altın tozlar gibi parlayıp gözleri kamaştırıyor. Öylesine de kızgın ki bu altın kumlar! Öğle sıcağında yalınayak yürümek olanaksız. Böyle bir deneyime kalkışan kişi, kızgın kumlarda yürürken dans eden Afrika yerlilerini andırıyor.
Aşağıdakilerden hangisi bu parçadaki altı çizili sözcüklerden herhangi birinin anlamını karşılamaz?
Çağrıştırma | |
Kuşatma | |
Girişme | |
Döşeme |
Soru 3 |
Felsefe tarihine baktığımızda pek çok filozofun aynı zamanda edebî bir tarz kullandıkları görülür. İlk Çağ filozoflarından bazıları görüşlerini şiirler şeklinde dile getirmişler ve aynı zamanda ozan olmuşlardır. Platon, St. Augustine, Schopenhauer, Nietzsche aynı zamanda büyük edebiyatçıdırlar. Russel, Camus, Sartre Nobel Edebiyat Ödülü’nü almışlardır. Ama bazı çok iyi filozoflar da vardır ki bunlar kötü yazar olmuşlardır. Örneğin Aristoteles, Kant gibi isimler çok iyi filozof oldukları hâlde, kullandıkları dil bakımından iyi yazar değildirler.
Bu parçadan,
I. İyi bir filozof olmak için iyi bir edebiyatçı olmak şart değildir.
II. İyi bir edebiyatçı olmak için filozof olmak şart değildir.
III. Bir filozofu filozof, eserini de felsefi yapan, edebî ve estetik değerlerin dışında başka değerlere ve özelliklere de ihtiyaç vardır.
yargılarından hangileri çıkarılabilir?
Yalnız I. | |
I ve II. | |
II ve III. | |
I, II ve III. |
Soru 4 |
Dünya şüphesiz muhteşem bir eserdir. Böyle bir dünyada bulunmak bizim için şanstır. Bu güzel dünyadaki misafirliğimizin çok iyi geçmesini, kedersiz sona ermesini elbette hepimiz isteyeceğiz. Ama eğer öyle geçmiyor da zaman zaman üzüntülerimiz oluyorsa hatta bazen bu üzüntüler bizi bu güzelim dünyadan soğutacak, yaşadığımıza bin kere pişman ettirecek dereceleri buluyorsa ne yapabiliriz? “Hayat böyledir işte!” deyip geçmekten, yaşamayı olduğu gibi kabul etmekten başka elimizden gelen bir şey var mı?
Bu cümledeki altı çizili sözle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
Yaşama kararlılıkla sımsıkı sarılmak | |
Yapılan hatalardan ders çıkarmak | |
Yaşamı iyisiyle kötüsüyle benimsemek | |
Geçim sağlamak için çalışmaya başlamak |
Soru 5 |
Masalların çocukları korkutucu özellikler taşıdıkları, gerçek dışı oldukları için çocuklara anlatılmaması gerektiği hakkında pek çok yazı yazılmıştır. Aslında tehlikeli olan, masalın gerçek olduğu düşüncesini çocuğa aşılayarak onu buradan hareketle hurafelerin, batıl inançların içine atmaktır. Ama masallar vasıtasıyla çocuğa ilerde sahip olacağı pek çok değer de aşılanır: kahramanlık, dürüstlük, aklını kullanma gibi. Böylece çocuk ileride kendisini bekleyen tehlikelere karşı uyarılır. Masalların devi aslında gerçek hayatta çocuğu bekleyen binbir tehlikenin bir sembolünden başka bir şey değildir. Nasıl ki masal kahramanı devin zayıf yanlarını bulup onunla mücadele ederse masalı dinleyen çocuk da karşısına kılık değiştirmiş bir gerçek tehlike olarak çıkan devle korkmadan mücadele edecektir.
Bu metinde masallarla ilgili asıl anlatılmak istenen düşünce aşağıdakilerden hangisidir?
Çocuklara üstün nitelikler kazandırdığı | |
Çocukları yaşamın zorluklarına hazırladığı | |
Çocukların korkularıyla yüzleşmesini sağladığı | |
Çocukları yenilmez bir savaşçı kıldığı |
Soru 6 |
Aynalar ışığın yansıma özelliğinden ortaya çıkmıştır. Basit bir aynada cisimle görüntü birbirinin aynısıdır. Aynaya baktığınızda görüntünüzü aynı büyüklükte görürsünüz. Yalnızca her şey yatay olarak tersine döner. Örneğin, bir kâğıda “bezen” yazıp ona aynada baktığınızda bu sözcüğü şeklinde görürsünüz. Üstelik yansımada sadece sözcüğün tersine dönmekle kalmayıp “b” harfinin “d”’ye dönüştüğünü, diğer harflerin ise şekil değiştirdiğinden herhangi bir anlam ifade etmediğini fark edersiniz.
Buna göre aşağıdaki kelimelerden hangisinin aynadaki yansıması anlamlı bir kelimeyi karşılar?
lobi | |
adak | |
kapak | |
dolap |
Soru 7 |
Cümlede yüklemin bildirdiği eylem ya da oluşu yer-yön, zaman, hâl, azlık-çokluk (miktar), vasıta (araç) ve sebep bakımından tamamlayan yardımcı ögeye “zarf tamlayıcısı” denir.
Buna göre aşağıdaki cümlelerin hangisinde “zarf tamlayıcısı” yanlış gösterilmiştir?
Yumak, açık olan bahçe kapısından içeri girdi. | |
Çocuklar oyun parkında neşeyle oynuyorlar. | |
Mehtap bugünkü ödevini erkenden bitirmiş. | |
Hediye paketini görünce gözlerinin içi güldü |
Soru 8 |
2020 yılı; Türkiye’nin önerisi Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Moğolistan ve Özbekistan’ın desteğiyle Bilge Tonyukuk Abidesi’nin dikilişinin 1300. yıl dönümü nedeniyle UNESCO’nun aldığı kararla “Bilge Tonyukuk Yılı” ilan edildi.
Bu cümlede aşağıdaki yazım veya noktalama kurallarından hangisine örnek olabilecek bir kullanım yoktur?
Ulusal, resmî ve dinî bayramlarla anma ve kutlama günlerinin adları büyük harfle başlar. | |
Küçük harflerle yapılan kısaltmalara getirilen eklerde kelimenin okunuşu esas alınır. | |
Özel adlara getirilen iyelik, durum ve bildirme ekleri kesme işaretiyle ayrılır. | |
Saray, köşk, han, kale, köprü, kule, anıt vb. yapı adlarının bütün kelimeleri büyük harfle başlar. |
Soru 9 |
Bir sosyal medya sitesinde paylaşılan yukarıdaki görsel için yapılan “Matematiği böyle anlattılar da biz mi anlamadık?” yorumu eğitim-öğretimde aşağıdakilerden hangisinin önemini vurgulamaktadır?
Örnekleme | |
Pekiştirme | |
Sadeleştirme | |
Somutlaştırma |
Soru 10 |
Yaya geçidi, bir cadde üzerinde yayaların yolun karşısına geçmesi için özel olarak işaretlenmiş bölümdür. Yayaların karşıdan karşıya geçerken kendilerine ayrılan bölümleri kullanmaları kendi güvenlikleri açısından oldukça önemlidir.
Ozan, evlerinin iki sokak ötesinde oturan büyükbabasını zaman zaman yaya olarak ziyaret etmektedir.
Buna göre Ozan’ın, büyükbabasının evine en güvenli ve en kısa yoldan gitmesi için kullanacağı güzergâhın tarifi aşağıdakilerden hangisinde verilmiştir?
Yaya geçidinden karşıya geç. Kuzey yönünde ilerle. Köşeye gelince batı yönünde ilerle. Köşeye gelince güney yönünde ilerle. Yaya geçidinden karşıya geç ve kuzey yönünde ilerle. Köşeye gelince batı yönünde ilerle. Yolun karşısına geç ve büyükbabanın bahçesine gir. | |
Yaya geçidinden karşıya geç. Kuzey yönünde ilerle. Köşeye gelince batı yönünde ilerle. Yaya geçidinden karşıya geç ve batı yönünde ilerle. Köşeye gelince kuzey yönünde ilerle. Yaya geçidinden karşıya geç ve güney yönünde ilerle. Köşeye gelince batı yönünde ilerle ve büyükbabanın bahçesine gir. | |
Yaya geçidinden karşıya geç. Güney yönünde ilerle. Köşeye gelince batı yönünde ilerle. Köşeye gelince kuzey yönünde ilerle. Yaya geçidinden karşıya geç ve kuzey yönünde ilerle. Köşeye gelince batı yönünde ilerle. Yolun karşısına geç ve büyükbabanın bahçesine gir. | |
Yaya geçidinden karşıya geç. Kuzey yönünde ilerle. Köşeye gelince batı yönünde ilerle. Yaya geçidinden karşıya geç ve batı yönünde ilerle. Yolun karşısına geç. Biraz daha ilerleyip büyükbabanın bahçesine gir. |
Soru 11 |
Buna göre her iki grafik incelendiğinde aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz?
Her üç alanda da 2015’e kadar sürekli ve düzenli bir artış söz konusu iken 2015 yılına gelindiğinde tüm alanlarda Türkiye’nin puanı ciddi bir şekilde düşmüştür. | |
2018’de üç yıl öncesine göre her üç alanda da puanlar artmış ancak bu artışa rağmen okuma alanında 2012 yılındaki seviyeye hâlâ ulaşılamamıştır. | |
PISA 2018’de fen bilimlerinde tüm yıllar içerisinde en yüksek puan yakalanırken, okumada 2012’nin ardından en iyi ikinci puan alınmıştır. | |
2015 yılına göre ülke sıralamamız okuma becerileri alanında 10 basamak, matematikte 8 basamak ve fende 13 basamak yükselmiştir. |
Soru 12 |
ADR (Tehlikeli Maddelerin Taşınmasıyla İlgili Avrupa Sözleşmesi) ceza tablosu Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığınca Resmî Gazetede yayımlanan Tehlikeli Maddelerin Karayoluyla Taşınması Hakkında Yönetmelik çerçevesinde, işletmelere kesilebilecek cezalardan bazıları aşağıdaki tabloda belirtilmiştir.
Ceren, Kevser, Fırat ve Cengiz adlı kişilerin işletmelerinin aldıkları cezalarla ilgili bilinenler şunlardır:
I. Fırat’ın işletmesi iki farklı ihlalden toplam 4.000 TL ceza almıştır.
II. Ceren’in işletmesi sadece 5/10 kanun maddesine uymamaktan ceza almıştır.
III. Kevser’in işletmesi aynı kural ihlalinden iki kez ceza almıştır.
IV. Ceren ile Kevser’in işletmelerinin aldıkları ceza miktarları eşittir.
V. Cengiz’in işletmesi üç farklı kural ihlalinde bulunmuştur.
Bu bilgilere göre aşağıdakilerden hangisine kesin olarak ulaşılır?
Fırat’ın kural ihlallerinden biri de 8/1-c kanun maddesine uymamasıdır. | |
Kevser’in işletmesi 8/1-b kanun maddesine uymadığı için ceza almıştır. | |
En yüksek para cezası Cengiz’in işletmesine kesilmiştir. | |
Cengiz’in işletmesi cezalardan birini tehlikeli madde faaliyet belgesi olmadığı için almıştır. |
Soru 13 |
Düşüncemizde kök salan her tohum er geç meydana gelen bir eylemle kendi meyvesini verir, bu meyvenin iyi veya kötü olması düşüncenin niteliğine bağlıdır. Bu cümlede anlatılan durumu,
I. Sahilde yüksek bir kayanın üstüne çıkan iki adam denizi dinlemek için gözlerini kapadılar. Birisi dalgaların kayaya çarpmasıyla çıkardığı sesi huzur ve neşe sesi, ötekisi ise savaş ve patlama sesi olarak algıladı. Deniz; onların ruhuna, hayatına ve düşüncesine göre konuştu.
II. Yolda yürüyen biri karamsar, diğeri iyimser iki arkadaş ışıksız bir kavşakta karşıya geçmeye çalışan yaşlı bir kadına denk geldiler. Karamsar, kadının elindeki poşetleri taşıyarak; iyimser ise trafiği durdurarak yaşlı kadına yardımcı oldu. Böylece her ikisinin de gönlü huzurla doldu.
III. Tek yumurta ikizi olan iki kız kardeşin doğum günü yaklaşmaktadır. Bu kızlardan biri doğum günü hediyesi olarak cırtcırtlı ayakkabı, öteki ise masal seti hayali kurmaktadır. metinlerinden hangileri örneklendirmektedir?
Yalnız I. | |
Yalnız II. | |
I ve II. | |
I ve III. |
Soru 14 |
• Açıklayıcı anlatım; herhangi bir konu hakkında bilgi vermek, bir şeyler öğretmek amacına yönelik anlatım biçimidir.
• Betimleyici anlatım, varlıkların belirgin özelliklerini göz önünde canlandırma ve izlenim uyandıracak biçimde anlatmaya denir.
• Tartışmacı anlatım, okuyucuyu veya dinleyiciyi istenilen davranış ve düşünceye yöneltmek amacıyla başvurulan bir anlatım biçimidir.
Aşağıdaki metinlerin hangisinde, açıklaması verilen anlatım biçimlerinden herhangi biri kullanılmamıştır?
Bilgi ile kültür kavramlarını aynı kefeye koyanlar var. Hayır! Kültür, bilgi demek değildir. Bunun ikisini ayırdıktan sonra birbirine bağlamak gerekir. Bilgi ham madde, kültür ise işlenmiş maddedir. Bilgi, ampulün camı ve telidir; kültür ise bu camın ve telin ampul hâline gelmesi, yanması ve ışık vermesidir. | |
Tek odalı, basık, üstündeki otlar kalbura dönmüş evin içerisinde hemen hemen eşya denecek hiçbir şey yoktu. Yalnız köşede kılıfsız bir yorganla rengi atmış, küçücük bir minder duruyordu. Minder öyle eski öyle kirliydi ki… Ha, bir de cam su bardağı vardı. Bardağın etrafı sızan sularla göllenmişti. | |
Meryem eve döndüğünde hemen mutfağa yöneldi. Buzdolabından bir tencere çıkardı, ocağın üstüne koydu ve ısıttı. Raftan bir tabak aldı, ısınan yemekten tabağa boşalttı. Tabağı masaya bırakıp oturdu. Karnını doyurduktan sonra saate baktı, geç olmuştu. Ellerini yıkayıp yatağına uzandı. | |
Kutuplarda birçok buz dağı var. Buz dağları, karın üst üste yığılıp büyük buz kütleleri oluşturması ve sonra buzullardan ayrılmasıyla oluşuyor. Buz dağlarının suyun üzerinde görünen kısmı aslında onların küçük birer parçasıdır. Büyük kısmıysa suyun altında kalıyor. Bu nedenle buz dağları gemiler için tehlike oluşturabiliyor. |
Soru 15 |
“Roman geniş bir alandır, sarkmalara müsaittir; öykü dar alandır, oya gibi işlemek gerekir; şiir ise kuyumcu terazisindeki altın gibi ölçüle biçile yazılan bir türdür.” derlerdi eskiden. Bu cümleleri ilk duyduğumda ağzım bir karış açık kaldı. Belki hâlâ böyle düşünüp böyle söyleyenler vardır. Romanın da öykünün de şiirin de kendilerine özgü zorlukları vardır ve hepsi hassasiyet gerektirir bana göre. Biri diğerinden daha kolay değildir.
Eve döndüklerinde Pelin ve halasının karnı zil çalıyordu. Son bir aydır hiç bu kadar acıkmamışlardı. Hemen sepeti boşaltıp yerleştirdiler. Pelin salatayı yaparken, halası saçındaki tek örgüyü saat sarkacı gibi sallaya sallaya limonları sıktı. Yemeğe oturduklarında güneş son ışıklarıyla onları selamlayıp sahneden çekilmişti. Kızarmış peynirle sıcacık ekmeğin kokusu çıkmış, kıvrıla kıvrıla yükselen bir dansa başlamıştı.
Aşağıdakilerden hangisi bu metinlerin ortak özelliklerinden biri değildir?
Deyim kullanılması | |
Kişileştirme | |
Benzetmeden yararlanılması | |
Karşılaştırmaya başvurulması |
Soru 16 |
1. Çiroz Ahmet, yeşil boyalı türbenin penceresine sokuldu. Kör bir kandilin hafifçe aydınlattığı sandukaya baktı. Başı ucunda iki büyük şamdan duruyordu. Sandukanın iki yanında iki seccade yayılıydı. Açık rahlelerde büyük kutsal kitaplar duruyordu. Çiroz Ahmet bunlara baktı, kısaca bir hesap yaptı. İçinden, “Şamdanlar onar liradan 20... Seccadeler on beşerden 30... Kitaplar mutlaka yazmadır. 20 de onlara de! Etti 70...” dedi.
2. Özgürlük (hürriyet) toplum değerlerindendir. Dağlara ya da denizlerin ıssız bir adasına çekilip bir başına yaşamaya kalkan kişi dilediğince oturur, yatar, kalkar. Beğendiği yemişi koparır. Yoktur karışanı. Seçtiği çevrede görmek istediği işlere kimse engel olamaz. Ancak görünüşte özgürdür o kişi. Bir de karşısına başka biri ya da bir hayvan çıksın. Onunla boy ölçüşmek, çarpışmak zorunda kalır. Ya yenip onu buyruğu altına alacak ya yenilip kendisi onun buyruğu altına girecek.
3. Dünya’daki iklim tipleri, genel olarak enlem ve sıcaklığa göre sınıflandırılır. Başlıca iklim tipleri içerisinde farklı tiplere rastlanabilir. Örneğin, kıyı bölgelerde deniz iklimleri görülürken büyük kıtaların iç kesimlerinde karasal iklimler görülür. Bir iklim tanımlanırken görülebilecek bu farklı tipler asıl iklim sınıfıyla birlikte anılır. Örneğin, tropikal bir bölgedeki kıyı şeridi tropikal deniz iklimine sahiptir. Yukarıdaki bilgilendirme tablosunda bazı metin türlerinin isimlerinin geleceği bölümler a, b, c harfleriyle gösterilmiştir.
Bu bölümler ve numaralandırılmış metinlerin türleri aşağıdakilerden hangisinde doğru eşleştirilmiştir?
Soru 17 |
Bir varlığın ya da kavramın adı olan sözcüklere isim; iş, oluş, hareket bildiren sözcüklere fiil; fiil kökünden türediği ve olumsuzu fiiller gibi yapılabildiği hâlde kip eki alamayan sözcüklere fiilimsi denir.
Buna göre,
I. Evimizin kışlık yakacak ihtiyacı 2 tonun üzerindedir.
II. Birazdan çevredeki çocuklar bahçeye dolmaya başlar.
III. Boyun bir miktar uzar sık sık basketbol oynarsan.
cümlelerinin hangilerindeki altı çizili sözcükler fiilimsi değildir?
Yalnız I. | |
Yalnız II. | |
I ve III. | |
II ve III. |
Soru 18 |
• Tırnak içine alınan sözlerden sonra gelen ekleri ayırmak için kesme işareti kullanılmaz.
• Özel adlara getirilen yapım ekleri, çokluk eki ve bunlardan sonra gelen diğer ekler kesmeyle ayrılmaz.
• Cümle içinde sayı adlarının yinelenmesinde araya kısa çizgi konmaz.
Aşağıdaki cümlelerden hangisinde bu kurallardan herhangi birini örneklendiren bir kullanım yoktur?
Antoine de Saint-Exupéry’in “Küçük Prens”ini küçükler kadar büyükler de okumalıdır. | |
Yapılan bir araştırma Avrupalıların %47’sinin küresel ısınmadan korktuğunu ortaya koydu. | |
Bugünden on on beş yıl sonraki hâlinize mektup yazmayı hiç denediniz mi? | |
Bilim insanlarının Samanyolu’ndaki yıldız sayısı hakkındaki yorumları beni çok şaşırttı. |
Soru 19 |
İç konuşma tekniği kahramanların içsel konuşmalarını aktarmaya dayanan anlatım tekniğidir. İç konuşma tekniğinde, kahramanın duygu ve düşünceleri sesli düşünme şeklinde yansıtılır. Bu anlatım tekniğinde kahraman, karşısında biri varmış gibi kendi kendine konuşur.
Örnek:
Yürüyordum. Evden kızgın çıkmıştım. Belki de tıraş bıçağına sinirlenmiştim. Olur, olur! Mutlaka tıraş bıçağına sinirlenmiş olacağım. Otların yeşil olması, denizin mavi olması, gökyüzünün bulutsuz olması, pekalâ bir meseledir. Kim demiş mesele değildir, diye? Budalalık! Ya yağmur yağsaydı? Ya otların yeşili mor ya denizin mavisi kırmızı olsaydı? Olsaydı o zaman mesele olurdu işte.
Buna göre aşağıdaki metinlerin hangisinde iç konuşma tekniği kullanılmıştır?
Ağaçtan ağaca serilmiş beyaz çamaşırlar bu kadar güneşsiz, ıslak bir şekilde ılık havada hiç kurumayacaklar. Bu kedi, tahta masanın üstüne çıkmış, köpeğime durmadan homurdanacak mı? Sandalyenin üstündeki vişneçürüğü rengindeki delik çoraplar... Asmanın yaprakları daha yemyeşil. Bizim bahçedeki kurudu bile. Deniz, Bozburun’a doğru başını almış gidiyor. Uzaklarda görünen, İstanbul’un neresi kim bilir? Sesler neden gelmiyor? | |
Hasan vapurda oyalandı; gırıl gırıl işleyen vinçlere, üstleri yazılı cankurtaran simitlerine, kurutulacak çamaşırlar gibi iplere asılı sandallara, vardiya değiştirilirken çalınan kampanaya bakarak çok eğlendi. Beş yaşındaydı; peltek, şirin konuşmalarıyla da güvertede yolcuları epeyce eğlendirmişti. Fakat vapur şuraya buraya uğrayıp bir sürü yolcu bıraktıktan sonra sıcak memleketlere yaklaşınca kendisini bir durgunluk aldı. | |
Üsküp Türk kesiminde, beni hep sıcak bir Anadolu havası kucakladı. Çocukluk günlerimin taş döşeli sokaklarından birisine benzer bir sokaktan geçerken sordum. İsminin Evliya Çelebi Sokağı olduğunu söylediler. Büyük kervansarayların, yıkılmış camilerin, hamamların karşısında durdum. “Burası Demirciler Çarşısı’dır. Devamı bizi Kazancılar Çarşısı’na götürür. Sonra yolumuzun üzerinde Bit Pazarı var!” dediler. | |
Ak saçlı dükkân sahibi, bereketine yüzde yüz inandığı sabah siftahını özenle kasasına koyarken o da günlerdir özlemini çektiği kitabına kavuşuyordu. Mutluydu. Sevinç çığlıkları atmamak için kendini zor tutuyordu. Kucakladığı kitabı ile dükkânın kitap dolu raflarına, bir köşede kendini hayranlıkla seyreden ak saçlı dükkân sahibine ve tahmininde yanılan aceleci tezgâhtara bakarak “Yine geleceğim.” dedi |
Soru 20 |
Türk Dil Kurumu, bir zamanlar dilimize girme eğilimi gösteren yabancı sözlere karşılık bulmak için vatandaşlardan teklifler alacağını duyurmuştu. Daha sonra gelen teklifleri değerlendirmiş ve bu tekliflerden uygun gördüklerini Yabancı Sözlere Karşılıklar Kılavuzu’na eklemiştir. Türk Dil Kurumunun bu değerlendirmede arayacağı özelliklerle ilgili şunlar bilinmektedir:
• Karşılık teklif edilen yabancı sözün kökeni, özgün biçimi ve türü belirtilmelidir.
• Yabancı sözün anlamı açık olarak verilmeli, bu anlam basın yayın organlarından veya edebî metinlerden örnek cümlelerle desteklenmelidir.
• Yabancı sözün yardımcı fiillerle veya diğer sözlerle birleşik kullanımları varsa bunlar da verilmeli, bunlar için de karşılık teklif edilmelidir.
Buna göre aşağıdaki yabancı sözcüklerden hangisinde Türk Dil Kurumunun arayacağı özelliklerin tümü bulunmaktadır?
Liste |
bu sınav acaba hangi yayıncılık