8.Sınıf Lgs Türkçe Deneme Sınavı 15 başlıklı testimiz MEB kazanımlarına ve müfredatına uygun olarak hazırlanmıştır.
Tebrikler - 8.Sınıf Lgs Türkçe Deneme Sınavı 15 adlı testimizi başarıyla tamamladınız.
Sınavda size %%TIME_ALLOWED%% saniye verildi %%TIME_USED%% saniyede sınavı tamamladınız.
Bu sınavda sorulan %%TOTAL%% soruya karşılık, %%SCORE%% doğru %%WRONG_ANSWERS%% yanlış cevap verdiniz.
Sınavdan aldığınız puan: %%PERCENTAGE%%
Sınav sonucunuz hakkındaki değerlendirmemiz: %%RATING%%
Soru 1 |
Fotoğraf çekerken ışık kaynağının konumuna (I) ve parlaklığına (II) göre bazı ayarlamalar yapmak gerekebilir. Fotoğrafını çektiğiniz yerin ya da nesnenin önden aydınlanmış (III) olmasını tercih edin. Bu şekilde fotoğrafını çektiğiniz nesnenin ayrıntıları (IV) ve renkleri daha iyi çıkar.
Bu parçada numaralanmış sözcüklerden hangisi “Bir kimsenin veya bir şeyin bir yerdeki durumu veya duruş biçimi, pozisyon” anlamında kullanılmıştır?
I. | |
II. | |
III. | |
IV. |
Soru 2 |
Akşam oldu mu bir kamyon Bütün dostları alır gider Bir başına kor Seni ovanın ortasında Sonra birden kuru Kupkuru bir rüzgâr eser Sevdanla özleminle geçmişinle Artık baş başasın
Sabahattin Kudret Aksal
Bu dizelerin ana duygusu aşağıdakilerden hangisidir?
Sevinç | |
Yalnızlık | |
Umutsuzluk | |
Pişmanlık |
Soru 3 |
Bir varlığın ya da kavramın adı olan sözcüklere isim; iş, oluş ve hareket bildiren sözcüklere de fiil denir. Fiil kök ve gövdelerinden türeyip “ad, sıfat ve zarf” olduğu hâlde hâlâ fiil anlamını koruyan, olumsuzu yapılabilen sözcüklere ise fiilimsi denir.
Buna göre aşağıdaki cümlelerde altı çizili sözcüklerden hangisi fiilimsidir?İnsanlar okumanın önemini belli bir yaştan sonra anlayabiliyor. | |
Çocuklar okuldayken biz de evin ihtiyaçları için alışverişe gidelim. | |
Apartman sakinleri şu anda mışıl mışıl uyuyor olmalı. | |
Çocuk, odasındaki oyuncakları teker teker topladı. |
Soru 4 |
İsim-fiiller, olumsuzluk ekini almış fiillerle karıştırılmamalıdır. Olumsuzluk eki almış fiillerde olumsuzluk anlamı vardır. Örneğin “Çimlere basmayınız!” cümlesindeki “basmayınız” sözcüğü olumsuzluk eki almış fiil, “Çimlere basmayı göze alamadı.” cümlesindeki “basmayı” sözcüğü ise isim-fiildir.
Buna göre aşağıdakilerin hangisinde “çıkma” sözcüğü isim-fiil görevinde kullanılmıştır?
Bu görüşmemizden esaslı bir sonuç çıkmadı. | |
Öğle sıcağında dışarı çıkmayın, güneş çarpar. | |
Bu kadarcık kumaştan iki pantolon çıkmasına şaşırdık. | |
Tam iyileşmeden hastaneden sakın çıkma. |
Soru 5 |
Her gün aynı sokaktan geçiyoruz, aynı araçlara biniyoruz ama acaba etrafımızı görebiliyor muyuz? Eğer kendi içimize kapanır, yalnız kendi dünyamızı seyredersek bu güzelim dünyadan bir şey görmemiz mümkün olmayacaktır. Biz, tıpkı bir aynaya bakar gibi, kendimizi seyretmek için dünyaya gelmedik. Sabahtan akşama kadar bir aynanın karşısında durmak insana verse verse hüzün verir. Hayatımızı bu dünyadan zevk alarak yaşamalıyız. Karanlıktan gelip karanlığa gidiyorsak hayat dediğimiz şey bu iki karanlık arasında tek aydınlık yoldur. Mademki bu yolda yürümek bize de nasip olmuş, neden etrafımıza bakmayalım, neden bize gösterilenleri seyretmeyelim de içimize kapanıp bu aydınlık yolu kendi kendimize karartalım.
Bu parçanın ana düşüncesi aşağıdakilerden hangisidir?
Hayatı tekdüze yaşayan insanların mutluluğu yakalaması mümkün değildir. | |
İnsan, yeni arkadaşlar edinip çevresini genişleterek sıkıcı geçen yaşamını renklendirmelidir. | |
Mutlu bir ömür sürmek isteyen kişi, toplumdan uzaklaşıp bir süre yalnız kalmalıdır. | |
İnsan, çevresini seyredip anlayarak hayattan zevk almalı ve mutlu bir ömür sürmelidir. |
Soru 6 |
Ben okumayı ve yazmayı, kimi yaşamsal zorlukları aşarak, bu işe özel zamanlar ayırarak sürdürüyorum. Özetle kendimle uğraşıyorum, özümle söyleşiyorum. Benim eserim öyle beklendiği gibi şok etkisi falan yaratmaz, dilin olanaklarını pek zorlamaz, olağanüstü özellikler de taşımaz; kendi hâlincedir. Hele kesin hükümlü hiç değildir. Ben bütün eserlerimde kendi düşüncelerimi ortaya koyarım. Daha doğrusu ben bir yazıyı o konuya ilişkin ne düşündüğümü anlatmak için kaleme alırım.
Aşağıdaki metinlerden hangisi kendisinden böyle söz eden bir yazardan alınmış olabilir?
Fotoğrafçılık ışığı doğru açıdan yakalayarak görüntü elde etme işidir. Kimileri meslek olarak fotoğrafçılık yaparken, kimileri hobi amaçlı fotoğraf çekiyor. Pek çoğumuzsa yaşadığımız anı daha sonra hatırlamak için hemen hemen her gün fotoğraflar çekiyoruz. | |
Ziya Gökalp; dili, kültürün temel öğesi sayar. O, bu görüşünde haklıdır. Çünkü dil, duygu ve düşüncenin adeta kabıdır. Bir ulusun bütün duygu ve düşünce hazinesi, dil kabına veya kalıbına dökülür ve bu dil kabı ile yerden yere, kuşaktan kuşağa aktarılır. | |
İstasyondan kalkıp il merkezine giden kamyon, iki saat kadar sarstıktan sonra, beni gideceğim köye ayrılan yolun başında bıraktı. İki adım bile atacak hâlim yoktu. Çantamı yanıma koyarak kenarlarından otlar fırlayan bir taşın üstüne oturdum. Kafamdaki uğultuyu dinlemeye başladım. | |
Hep düşünmüşümdür: Korku doğuştan mı gelir yoksa yaşanarak mı öğrenilir? Doğrusunu isterseniz tam olarak karar veremiyorum. Kimi belgesellerde çocukların vahşi hayvanlara hiç de korkmadan dokunabildiğine tanık oluyoruz. Canlı varlıkların dış tehlikelere karşı korunma dürtüleri aslında bir tür yaralanma korkusundan kaynaklanmıyor mu? |
Soru 7 |
Anlatılanları daha etkili bir hâle getirmek, anlatıma derinlik ve yoğunluk katmak, az sözle çok şey anlatmak için başvurulan söz oyunlarına söz sanatları denir. Aşağıda bazı söz sanatlarının açıklaması verilmiştir: Teşhis (Kişileştirme): İnsan dışındaki varlıklara insana has özellikler yükleme sanatıdır. Tezat (Karşıtlık): Anlamca birbirine karşıt olan kelime, durum ve düşüncelerin bir arada kullanılmasıdır. Mübalağa (Abartma): Bir duyguyu, düşünceyi, olayı aşırı derecede büyük ya da küçük gösterme sanatıdır.
Aşağıdakilerin hangisinde, açıklaması verilen sanatlardan herhangi birine yer verilmemiştir?
Bir üstada olsam çırak Bir olurdu yakın ırak | |
Aramazdık gece mehtabı yüzün parlarken Bir uzak yıldıza benzerdi güneş sen varken | |
Ben senin en çok sesini sevdim Buğulu çoğu zaman, taze bir ekmek gibi | |
Gözlerim görmüyor aklım şaşıyor Lambada titreyen alev üşüyor |
Soru 8 |
Başına çorap örmek
• Kolunda altın bileziği olmak
• Dünyayı tozpembe görmek
• Aba altından sopa göstermek
Aşağıdakilerden hangisi, bu deyimlerdeki altı çizili ifadelerin karşıladığı anlamlardan biri değildir?
Meslek | |
İyimser | |
Tehdit | |
Kazanç |
Soru 9 |
Buzul gölünün kenarında biraz dinlendikten sonra hazırlanıp aşağıdaki yaylaya doğru yürümeye başladık. İşte o zaman biraz hızlanmamız gerektiğini anladık. Çünkü tam arkamızdan bir sis bulutu süratle geliyordu. Buralarda sis, hepimizin bildiğini sandığımız gibi sıradan bir şey değildir. Yolu biliyorum diyenler dahi, bir anda kendin dağın öbür yamacında bulabilir. Birbirinize yakın yürürken bile en fazla önünüzdeki kişiyi görürsünüz. İşte sisin içinde kaybolmak buna denir. Sonunda sağ salim sis bulutunun içinden çıktık. Hepimiz “Çok şükür.” dedik…
Bu parçada sözü edilen sis bulutunun sıradan sis bulutundan ayrılan yönü aşağıdakilerden hangisidir?
Birden bire ortaya çıkması | |
Oldukça geniş bir alanı kaplaması | |
Çok hızlı hareket etmesi | |
Görüş mesafesini çok kısaltması |
Soru 10 |
“İyi olacak hastanın, doktor ayağına gelir.” atasözünde sıfat-fiil, bir sıfat tamlaması oluşturmuştur.
Buna benzer bir kullanım aşağıdaki atasözlerinin hangisinde vardır?
Davetsiz gelen, döşeksiz oturur. | |
İşleyen demir, pas tutmaz. | |
Cana gelecek, mala gelsin. | |
Gülü seven, dikenine katlanır. |
Soru 11 |
İyi kurgulanmış öykü, okuru kanatları altına alıp kendi âlemine çekmeyi bilir. Bunu yaparken de imgesel çağrışımlar ve duygusal gelgitleri ölçülü bir biçimde aktarırken okur farkında olmadan kendisini öykünün içinde bulur. “Köz Yanılması” adlı öykü kitabından bu şekilde bahsedebiliriz. Kitabın yazarı bize geçmişin özlemi ve geleceğin hayali arasına kurduğu şimdinin sonundan sesleniyor. Öykülerin arasında seyahat ederken bu seslenişi ruhumuzun derinliklerinden hissediyoruz.
Aşağıdakilerden hangisi, bu metinde altı çizili ifadelerin karşıladığı anlamlardan biri değildir?
İnsanın iyice bilinmeyen iç dünyası | |
Anlatılan olayı yaşadığını hissetmesi | |
Herhangi bir konuda birinin koruması altına girilmesi | |
Hislerin dengesiz ve değişken olması |
Soru 12 |
I. Deneme aşamasındaki ürün, başarılı olması durumunda satışa sunulacak. (Koşul-sonuç)
II. Bireyin ve toplumun salgın hastalıklardan korunması için aşılanması gerekir. (Sebep-sonuç)
III. Gürültüden rahatsız olunca salonu terk etmek zorunda kaldım. (Amaç-sonuç)
IV. Kitaplar en yakın dostumuz olduğundan onları yanımızdan ayırmamalıyız. (Sebep-sonuç)
Numaralanmış cümlelerin hangilerinde, ayraç içinde verilen anlam ilişkisi vardır?
I ve II. | |
I ve IV. | |
II ve III. | |
III ve IV. |
Soru 13 |
Hoşgörü, her şeyi anlayışla karşılayarak olabildiği kadar hoş görme durumudur. Hoşgörü, insanlar arası ilişkilerde dengeyi korur ve insanları birbirlerine yakınlaştırır. Hoşgörülü olmak; her konuda hemfikir olmak, yapılanlara aldırış etmemek, olaylar karşısında ilgisiz kalmak değildir. Sadece farklılıkların bilincinde olmak ve değişik düşüncelere anlayışla bakabilmektir. Başkalarından nefret etmemektir, uyumlu olabilme erdemidir.
Buna göre aşağıdaki dizelerden hangisi hoşgörüyle ilgili değildir?
Sevgi muhabbet kaynar, yanan ocağımızda Bülbüller şevke gelir, gül açar bağımızda Hırslar, kinler yok olur, aşkla meydanımızda Aslanlarla ceylanlar, dosttur kucağımızda | |
Nedir insanlarda bu kin ve nefret Kalplerde sevgi yok dilde muhabbet Kusur kimde yok, görsen de affet Hatasız insan olmaz, anlamak gerek | |
Yine geldi türlü baharlar bağlar Bülbül figan edip kamuyu dağlar Türlü çiçeklerle bezenmiş dağlar Ulu dağlar yol olduğu zamandır | |
Gelin tanış olalım İşi kolay kılalım Sevelim sevilelim Dünya kimseye kalmaz |
Soru 14 |
. K Suyun oluşturduğu vadiler sadece bir görsel güzellik değildir. Yaşam için vazgeçilmez bir öneme sahiptir. Çünkü bu vadiler sayesinde hem insanlar hem de o coğrafyada yaşayan canlılar bu vadileri kullanarak geçit vermez dağlar arasında seyahat edebilmektedir. Şimdi bile kara yolları suyun oluşturduğu vadilere yapılmaktadır.
L Suyun en önemli özelliklerinden biri aşındırma gücüdür. Bu sayede su, yeryüzünü tıpkı bir heykeltıraş gibi şekillendirir. Akarsuların oluşturduğu vadiler, suyun yeryüzünü nasıl şekillendirdiğinin en çarpıcı örneklerinden. Akarsular yüksek bölgelerden aşağı doğru akarken kayaçları ufalar ve ufalanan parçaları beraberinde sürükler. Suyun üzerinden aktığı zemini aşındırmasıyla da akarsu yatağı giderek derinleşir ve vadiler oluşur.
M Su, dünyamızdaki varlığını milyarlarca yıldır sürdürüyor. Bunun kanıtı, suyun yeryüzünde neden olduğu değişikliklerdir. Bunun nedeni suyun birtakım güçlü özelliklere sahip olmasıdır.
Aşağıdakilerden hangisinde metnin bölümlerini ifade eden harfler “giriş, gelişme, sonuç” şeklinde sıralanmıştır?
L - K - M | |
M - K - L | |
M - L - K | |
K - M - L |
Soru 15 |
Öznel anlatım; kişisel görüş, duygu veya beğeni içerir. Nesnel anlatım ise kişisel görüşlerden uzak, kanıtlanabilir yargılarla oluşturulur.
Bu açıklamaya göre bir dergiyle ilgili yapılan aşağıdaki değerlendirmelerden hangisinde nesnel anlatıma başvurulmuştur?
Çocukluktan bu yana süren merakımı bu dergiyle gidereceğimi düşünürdüm. Hâlbuki bendeki merak bu dergiyle zirveye ulaştı. Öğrendiğim her yeni bilgi zihnimde başka sorulara kapı açıyor, sorularıma cevap bulunca da tarifsiz bir heyecan kaplıyordu içimi. | |
Sağlıktan teknolojiye, beyinden uzaya, fizikten çevre ve enerjiye, yaşam bilimlerinden sosyal bilimlere kadar çeşitli konulara değinen derginin boyutu bu yıl biraz küçülerek 21x27,5 cm oldu. Ayrıca yeni yılın ilk sayısında bugüne kadar basılmış tüm sayıların arşivlendiği bir DVD okurlara armağan edildi. | |
Alıp okuduklarımı kitaplığımın başköşesine koyuyor ve canım sıkılınca tekrar okuyorum. Her sayısı insana bir şeyler katıyor bu derginin. Çok iyi iş çıkardığınız aşikâr. Bize bu dünyayı anlatmak isteyen dergi ekibine teşekkür ederim. İyi ki varsınız! | |
Son birkaç sayıda görsellik fazlasıyla ön plana çıkarıldı. Bu durum, dergiye cafcaflı bir görünüm katsa da aslında derginin içeriğini tamamen boşalttı. Her sayfada yer alan faydalı bilgilerin yerini koca koca resimler kapladı. Dergi özelliğini kaybedip bir fotoğraf albümüne dönüştü. |
Soru 16 |
Olay Bir yazarın ilk defa bir futbol maçı izlemeye gitmesi
Yer Tribün
Zaman Ocak ayı, akşam
Kişiler Yazar, Ercüment, okuyucular
Anlatıcı I. Kişi
Aşağıdaki metinlerden hangisi bu yapı unsurlarına uygun olarak kurgulanmıştır?
Gün boyu evimin telefonu susmadı. Hayatımın ilk futbol maçını seyredeceğimi dünkü yazımdan öğrenen okuyucularım, ocak ayının soğuğuna aldırmadan, erken gitmem ve sıkı giyinmem gerektiğini tembihledi. Anladım ki maçtan kötü bir izlenim ile dönmem onları üzecekti. Tavsiyelerine uyup sıkı giyindim. Beni ayartan dostum Ercüment’in arabasıyla maçtan bir buçuk saat evvel, gün batımından sonra tribündeki yerimi aldım. | |
Kışın bütün sertliğiyle kendini hissettirdiği günlerdi. Yeni romanıma bir virgül koyup masamdan kalktım. Ercüment’e söz vermiştim. Akşamki futbol maçını onunla izleyecektim. Ne yapayım, hayatım boyunca stadyumda hiç maç izlememiştim ama olsun. Her şeyin bir ilki vardır. Gün batımından önce Ercüment beni aldı ve maça gittik. Stadyumun çevresi ana baba günüydü. İtişe kakışa tribündeki yerimizi aldık. | |
Tribünlere büyük bir coşku hâkimdi. Havanın kararmasıyla yakılan konfetiler Ercüment’i biraz ürküttü. Her şey Ercüment’in televizyonda izlediği gibiydi. Babası Ercüment’e geçen hafta verdiği sözü tutmuş ve onu millî takımın maçına getirmişti. Üstelik ertesi sabah basım için matbaaya yetişmesi gereken bir kitabı olmasına rağmen. Hakem ilk düdüğünü çalmış ve Ercüment tezahüratlara katılmıştı. | |
Kar kalınlığı 10 cm’yi aşmıştı. Hakem maçı ertelediğini duyurunca baba oğul izlemeye geldikleri ilk maçta boşa düşmüşlerdi. Stadyum çıkışında taraftarlardan birkaçı arasındaki “Yazar Ercüment Bey değil mi bu? Ta kendisi!” konuşmalarını işiten Ercüment Bey, bir grup okuyucusuyla karşılaştığını anladı. Ancak kalabalık içerisinde zor yürüdüklerinden pek oralı olmadı. |
Soru 17 |
Efe, Eray; Buse ve Ece adlı kişiler bulundukları noktalardan aşağıdaki labirentte belli kurallar çerçevesinde hareket edip sapmalar yaparak numaralanmış çıkışlardan birine ulaşacaklardır.
Bu kişilerin labirent boyunca cinsiyete göre koridorlara yapacakları sapmaların kuralları şu şekildedir:
• Kızlar herhangi bir dikey koridorda ilerlerken çıkışa varıncaya kadar karşılaştıkları sol taraflarındaki ilk koridora, yatay koridorda ilerlerken karşılaştıkları sağ taraflarındaki ikinci koridora sapmaktadır.
• Erkekler herhangi bir dikey koridorda ilerlerken çıkışa varıncaya kadar karşılaştıkları sağ taraflarındaki ikinci koridora, yatay koridorda ilerlerken karşılaştıkları sol taraflarındaki ilk koridora sapmaktadır.
Buna göre bu kişilerin kaçıncı çıkışlara ulaştıkları aşağıdakilerden hangisinde doğru verilmiştir?
Soru 18 |
Günümüzde büyük kitlelere ulaşabilen radyo, gazete, dergi, internet ve televizyon gibi kitle iletişim araçlarına verilen genel ad “medya” terimiyle ifade edilmektedir. Medya; insanların bilgilenmesi, haberdar olması, haber iletmesi, eğlenmesi, hoşça vakit geçirmesi, boş zamanlarını değerlendirmesi gibi pek çok ihtiyacını gördüğü bir ortam olmakla birlikte, insanların düşüncelerini, kararlarını, davranışlarını ve yaşam biçimlerini de etkilemektedir. Örneğin, sevmediğiniz birine üç dakikalık bir video ile hayran kalabilir ya da sevdiğiniz birinden nefret edebilirsiniz. Algı yönetimi denilen bu sistemle olaylar gerçekte olduğu gibi değil farklı şekilde yansıtılır, toplumun istenildiği gibi düşünmesi olayları algılaması sağlanır.
Buna göre aşağıdaki karikatürlerden hangisi medyanın algı yönetimini anlatmaktadır?
Soru 19 |
İnsanlar çoğu zaman çeşitli konularda birbirlerinin düşüncelerini değiştirmeye çalışırken ikna dili kullanırlar. Bu dili en etkili kullanan kişiler satış temsilcileridir. Birçok farklı tekniği kullanarak karşılarındaki kişiyi ikna etmeye çalışırlar. Satış temsilcilerinin kullandıkları ikna tekniklerinden bazıları şunlardır: Önce Ver, Sonra Geri Al: Müşterinin ürüne bağlanması için öncelikle uygun fiyat, hediye ek ürün gibi tekliflerin verildiği ve müşterinin ürüne bağlılığını güçlendirdikten sonra da bu yüksek vaatlerin geri alındığı bir tekniktir. Gitgide Artan Ricalar: Önce “Evet!” denilecek öneri sunulur ve “Evet!” denilecek son noktaya kadar öneriler yapılır ve adım adım büyütülür. Acaba Değil, Hangi: Gereksinim duyulup duyulmadığı, seçim yapmak isteyip istemediği sorulmadan kişiye doğrudan tercih edeceği seçeneklerin sunulduğu bir tekniktir. Borca Sokma: Müşteri için büyük çaba sarf eden bir satış temsilcisi isteyerek veya istemeyerek bu tekniğe başvurmuş olur.
Aşağıdaki durumlardan hangisinde, bu metinde sözü edilen tekniklerden herhangi birine maruz kalınmamıştır?
Bir otomobil firmasının satış temsilcisinin size başlangıçta çok uygun fiyatlı bir otomobil önermesi ancak ilginiz arttıktan sonra çeşitli ek paketlerle (güvenlik paketi vb.) fiyatı artırması | |
Giyim mağazasındaki satıcının birçok kıyafeti siz daha istemeden ambalajından çıkarıp tezgâh üzerine açarak size dakikalarca tanıtım yapması | |
Oyuncak dükkânında incelediğiniz bir top için satış elemanının size “Ürünü almak ister misiniz?” sorusu yerine “Kırmızısı mı olsun yoksa beyazı mı?” diye sorması | |
Sağlık sigortası yaptırmak için aradığınız satış temsilcisinin sigortanın kapsamı ve ücreti hakkında size bilgi vermesi |
Soru 20 |
Aşağıdaki yoncaların numaralanmış bölümlerine, yapraklarındaki sözcük veya söz gruplarının çağrıştırdığı en uygun kavram yazılmak istenmektedir.
Buna göre, numaralanmış yerlere getirilecek kavramlar aşağıdakilerin hangisinde doğru verilmiştir?
Liste |